Tüm-iş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Şahin Van’da görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi. Şahin, Doğu ve Güneydoğu ziyaretlerinin ilkini Van’a yaptıkalrını belirterek, özellikle işçiler üzerine oynanan oyunlar ve işten çıkartmakla tehdit edildiklerini söyledi.
Şahin şöyle devam etti; “Türkiye’nin doğusu ile batısını bir araya getiren bir konfederasyon olarak aslında güzel bir başlangıç yapmış olduk. Şimdi Türkiye’de sendikacılık konusundaki sorunlar İzmir’de ne ise Samsun’da ne ise Antalya da ne ise Van’da da aynıdır. İşin içerisine insanların iradelerine ipotek koyma girince çok sağlıklı sonuçlar alınamıyor. İki senedir TÜM-İŞ Konfederasyonu genel başkanıyım çok yeni bir konfederasyonuz. Biz iki senedir şunu söylüyoruz, Türkiye’de işçinin seçim noktasında kullanmadığı bir hak yok işçi muhtarı seçiyor işçi belediye başkanını seçiyor işçi milletvekillerini seçiyor hatta işçi yeni sistemde Türkiye’nin başkanını seçiyor, Cumhurbaşkanını seçiyor bu kadar yüce bir yetkiye kapasiteye sahip işçiye maalesef Türkiye’de sendikasını seçme hakkı verilmiyor. Bu Türkiye adına aslında utanç verici bir durum ve buna Türkiye’yi yönetenlerin asla müsaade etmemesi lazım. Bu anlamda işçinin kendi tercihlerini belirlemesi noktasında Türkiye’yi yöneten insanı seçebilen işçi, kendi sendikasını da seçebilmelidir. Bunun yan etkilerini biz Türkiye’de şu anda şöyle görüyoruz, belki de dünyanın en mantıksız en anlamsız yani saçma sapan lafı; “biz hükümetin sendikasıyız” lafı. Hükümetin sendikası olmaz. Hükümet, sendikalarla ilgili düzenlemeleri yapar onu denetler gözetir ve bütün sendikaların özgür bir şekilde sendikacılığını yapmasını sağlar. Bunu taahhüt eder. Ama maalesef bazı sendikalar biz ‘hükümetin sendikasıyız’ diyerek diğer sendikaların çalışmasını engellemeye çalışıyor. Bu, işçiler nezdinde,Türkiye’nin kültürü açısından da, seçme kültürü açısından da ciddi bir sıkıntı oluşturuyor. Ama bu sıkıntının henüz farkında değiliz. Yan etki olarak bu siyasete yansıdığı zaman yani hükümetin sendikasına mensup olanlar hükümete oy verecek, hükümetin sendikasına mensup olmayanlar diye bir şey yok zaten, ama o da vermeyecek gibi bir algının oluşmasına müsaade etmek Türkiye açısından, sendikacılık açısından, çok kötüdür. Biz istiyoruz ki sendikanın siyasi bir tercihi olmasın daha bir ay öncesinde Cumhurbaşkanımızın bir açıklaması oldu, hiçbir sendika bir siyasi partinin arka bahçesi olamaz. Ama ısrarla sahada görüyoruz ki biz hükümetin sendikasıyız lafı var. Şimdi bu beraberinde şunu getiriyor, aslında biz sendikacılık yapamayız, biz işçilikle kucaklaşamayız, biz işçinin halinden anlamayız ama biz hükümetin sendikasıyız, bize katılın böyle bir sendikacılık olmaz. Türkiye’nin bu geri kalmışlık konumunu biz ileriye götürmek noktasında Tümiş konfederasyonu olarak kararlıyız. ve Van’da da güneşin ilk doğduğu yer belki de TÜM-İŞ Konfederasyonu’nun da büyümesine buradan başlar dedik.”
Siyasi partilerin işçi çıkarması doğru değil. Bu maalesef siyasetle sendikaların bir araya gelmesinden kaynaklı bir sonuç. Biz işte bunun yanlışını anlatmaya çalışıyoruz. Biz şimdi bir siyasi partinin sendikası var ya hani, ki olmaması lazım o siyasi parti belediye iktidara gelince diğer sendikaya üye olanları ya da öne çıkanları işten çıkartıyor. Fakat bir başka sendikaya üye diye bir işçi işten çıkartılıyorsa bu siyasetin ve sendikanın bir araya gelmesinden kaynaklı büyük bir yanlıştır. Bunun olmaması lazım. Onun için belediyelere hep biz şu tavsiyede bukunuyoruz; diyoruz ki ‘siz belediyeciliğinizi yapın siz memur statüsündesiniz işçilere karışmayın, bırakın onlar istediği sendikayı seçsin, siz sadece yetkiyi alanla demokratik çerçevede adil bir şekilde sözleşmenizi yapın, işçinin hakkını vermek noktasında. Ama ne oluyor? ben falan sendika olarak falan siyasiyi destekliyorum o falan siyasi partiyi yani bu rezalet bu kepazeliktir. Bu kepazeliğe dur demek lazım. Onun için bu sonuçlara bakın şamar oğlan hep işçi. o iktidara geliyor diğer sendikadaki işçiyi atıyor, bu geliyor diğer sendikadakini atıyor. Yani işçiyi şamar oğlanına çevirmenin anlamı yok. İşçi bırakın sendikacılığını yapsın, siz de belediyeciliğinizi yapın. Biz sahadayız, dolaşıyoruz. İşçiler alınıp satılan bir mal değildir. Şuan biz nasıl çözmeye çalışıyoruz biliyor musunuz? Ben bir işçi sendikası konfederasyon başkanı olarak, sendika başkanlarıma, il başkanlarıma şunu söylüyorum, üye yapmayın bekleyin. Niye biliyor musunuz? Çünkü üye yapıldığı anda o kişiye baskı başlayacak. O kalitesiz çapsız sendikacılar veya onlarla çalışan yöneticiler işçiyi işinden atmakla tehdit ediyorlar. Yani Türkiye’de bir sendika işçiyi işten çıkartmakla tehdit ediyor. Yani işçinin her türlü garantisini sağlamak üzere kuruşmuş bir sendika, başka sendikaya geçti diye tehdit ediyor işten atmakla. Geldiğimiz nokta bu.” şeklinde konuştu.