Bir bayram sabahında annemiz alır tencereyi yarıya kadar su doldurur, ocağın üzerine koyardı. Kaynadıktan sonra içine den atardı. Den iyice açılıp suya karışınca, kemiksiz parça kuzu eti ekleyerek sürekli olarak karıştırmaya devam ederdi. Uygun miktarda tuz atar ve etle den özleşene kadar karıştırırdı. Macun kıvamına gelince tabaklara dağıtırdı. Ayrı bir tavada tereyağını kızdırıp pul biber ekler ve yemeğin üzerinde gezdirirdi.
Aman Allah’ım o muhteşem koku bizleri mest ederdi. Komşu komşu gezip, poşet poşet topladığımız şekerleri evin bir tarafına atar, helisemizi afiyetle yerdik.
Helise düğün yemeği olacaksa erkekler tarafından yapılırdı. Genellikle de köy muhtarının evinde ve köyün en yaşlısı tarafından pişirilirdi. Bayramlarda ise bayram namazından sonra herkes köy muhtarının evinde toplanır ve helise ile bütün köy erkekleri kahvaltı ederdi.
Helise eskiden çömleklerde şimdilerde ise alüminyum kazanlarda yapılıyor.