Özel Özel Eğitim Dernekleri Federasyonu’na bağlı Doğu Anadolu Özel Eğitim Kurumları Derneği (DÖKDER) Başkanı ve Özel Çiçekler Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Yusuf Ertaş, rehabilitasyon merkezlerinin kapanma riski ile karşı karşıya olduğunu söyledi. www.memleketimvan.com Muhabiri Berfin Bahçeci’ye konuşan Ertaş, havuz sistemine geçilmesini istedi. İşte başkan Ertaş’ın söyledikleri.
“Fedakarlık yaptık, yapmaya devam ediyoruz”
“15 Mart ile 15 Haziran arasında kurumlarımız kapalı kaldı. Bu süreçte devletten herhangi bir ödeme alamadık. Personelimizin ve öğretmenlerimizin istihdamının devamını sağladık. Ödeme almadığımız gibi kira, vergi, SGK ve personel maaşları gibi birçok kalemde giderlerimiz oldu. Bu giderlerin karşılanması ile ilgili çok büyük zorluklar yaşadık. Personelimize sağlanan kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izinler haricinde herhangi bir destek alamadık. Bu zorlu süreçte elimizden geldiğince eğitimin devamı konusunda fedakarlığımızı gösterdik.”
“Özel çocuklarımızın eğitimi aksamamalıdır”
“Engelli özel çocuklarımız eğitim alamadığı için maalesef en büyük zararı gördüler. Eğitim alamayan özel bir çocuk unutuyor ve gerileme başlıyor. Her çocuğun özel durumuna göre bire bir yüz yüze eğitim veriyorduk. Bedensel öğrencilerimiz için de birebir manuel uygulama yapmamız gerekiyor. Ailelere telefon açıp şu hareketleri yaptırın diyemezdik çünkü büyük bir sakatlanma riski vardı. Dolayısıyla çocukların eğitimi aksamaya devam ederse 3-4 yıllık emeğimiz boşa gidecek. Genel anlamda iyi bir aşama kat etmişken eğitime ara verilirse sıfırdan başlamak zorunda kalabiliriz.”
“Ailelerin talebi üzerine bakanlık kurumlarımızı açtı”
“Dünyanın sorunu olan koronavirüs pandemi sürecinde, daha fazla kapalı kalamazdık. Çünkü çocuklar ailelerinin gözü önünde eriyip gidiyordu. Çocuklara hiçbir şekilde müdahale edemeyen aileler, çocuklarının geri kaldığını söylüyorlardı. Aileler çocuklarının gerilediğine dair bakanlığa binlerce şikayet dilekçesi yazdı. Özellikle otizmli çocuklarda hırçınlaşma başladı. Aslında biz açmak istemiyorduk ancak ailelerin yoğun talebi üzerine bakanlığımız 15 Haziran'da kurumlarımızı açtı. Kurumlarımız açıldıktan sonra ailelerimizi bilinçlendirme konusunda büyük sorunlar yaşadık. Aileler haklı olarak çocuklarının virüse kapılabileceğini düşünüyorlardı ve hastalığın eve gelmesinden korkuyorlardı.”
“Telafi eğitimleri bitti, nasıl ayakta duracağız””
“Neredeyse kurumlarımızın tamamı, öğrencilerin yüzde 50’sine hizmet verebiliyor, bu da maddi açıdan inanılmaz derecede büyük bir sıkıntılara neden oldu. Haziran, temmuz ve ağustos olmak üzere kurumlarımızı 3 aylık telafi eğitimi ile ayakta tutmaya çalıştık. Ancak bundan sonra ayakta durmamız çok zor görünüyor çünkü pandemi sürecinde yaptığımız masraflar nedeniyle maliyetlerimiz de arttı. Maske, mesafe ve hijyen kuralları çerçevesinde maske, kolonya, dezenfektan, uyarı yazıları, sık aralıklarla temizlik gibi maliyetler ortaya çıktı. Servimiz 10 çocuk alırken şimdi 5 çocuk ile geliyor. Dolayısıyla ödeneklerimiz yarı yarıya düştü. Telafi programları da bitti, şimdi kurumlarımızı nasıl ayakta tutacağız diye kara kara düşünüyoruz.”
“Ödeneklerimiz arttırılmazsa..!”
“Çözüm önerilerimizi bakanlığımıza sunduk ancak henüz bir sonuç alamadık. Rehberlik araştırma merkezlerinden özel çocuk olarak rapor alan bir çocuğumuza 96 saat bireysel eğitim veriyoruz. Pandemi sürecinde olduğumuzdan öğrencilerimizin yarısı gelmiyor. Bu da gelirimizin yüzde 50 düştüğünü gösteriyor. Oysa giderlerimiz yüzde 25 civarında artmıştır. 96 saati doldurmak için ayda 8 saat vermemiz gereken eğitimi ayda 16 saate çıkaralım ve buna göre ödenek alalım. Yarı kapasiteli gelen öğrencilerimize 2 aylık eğitimi 1 ayda vermiş olalım. Alacağımız ödenek miktarı artacağından kurumlarımızı ayakta tutma şansımız olabilir.”
“Böyle giderse kurumlarımız kapanacak”
“Kurumlarımız 3 ay boyunca fedakarlığı yaptı şimdi bakanlığımızdan fedakarlık bekliyoruz. Biz fedakarlık yapmaya devam edeceğiz ama devletin de yanımızda olmasını istiyoruz. Devletin de elini taşın altına koyması gerekiyor. Kira, vergi, SGK, personel maaşları ve diğer giderleri karşılayamayacak durumdayız. Ekim, kasım ve aralık ayları bizler için çok çok zorlu bir süreç olacak. Bir ay yürütülür, ikinci ay kapatmak zorunda kalınır. Havuz sistemi kabul edilirse kurumlarımız rahat bir nefes alacaktır aksi takdirde kurumlarımız batmakla karşı karşıyadır. Kurumlarımızın kapanmaması için devletin daha fazla destek vermesi şarttır. Bakanlığımız ödeneklere yüzde 20-25 oranında iyileştirme yapmalıdır.”
“Rapor sürelerinin uzatılması sevindiricidir”
“Bu süreçte en büyük desteği Özel Eğitim Genel Müdürlüğü’müzden gördük. Özel gereksinimli çocuklara 6’şar ay olmak kaydıyla 1 yıla kadar özel eğitim raporu uzatıldı. Rapor sürelerinin uzatılması hem bizleri hem de aileleri rahatlatmıştır. Bu vesile ile Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürü Sayın Mehmet Nezir Gül’e çok teşekkür ediyoruz.”
“Pandemi kurallarını uyguluyoruz”
“Sağlık çalışanları nasıl risk altında ise bizler de risk altındayız. Sırf çocuklarımız eğitimden geri kalmasın diye bizler de hizmet veriyoruz. Yüzlerce kişi ile muhatap oluyoruz, yaklaşık bir ay boyunca bahçelerimizde ailelerimize psiko-sosyal destek sağladık. Pandemi sürecinde nasıl davranmaları gerektiği anlattık. Başta maske, mesafe ve temizlik olmak üzere koronavirüse karşı kurumlarımızda tüm gerekli önlemleri aldık. İki saatte bir çocuklarımızın ateşini ölçüyoruz, sık aralıklarla maskelerini değiştiriyoruz. Servisle evden alıp tekrar eve bırakana kadar ki sürecin tamamına çok çok dikkat ediyoruz. Hastane gibi hassas davranıyoruz.”