Türkmenoğlu

Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü

Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü
22 Mayıs 2021 15:01

Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Özgökçe, ekolojik dengeye dikkat çekti.

Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Fevzi Özgökçe Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü tüm dünyada her yıl 22 Mayıs tarihinde kutlandığını ve bu özel günde genelde Dünyanın özelde ise Türkiye’nin Biyolojik Çeşitliliğinin tanınmasını, korunmasını ve geliştirilmesini hedeflediklerini ve her yıl Biyolojik Çeşitlilik alanında farkındalığı artırmak ve toplumsal bilinci yükseltmek için çeşitli etkinlikler düzenlediklerini belirtti.

 

Özellikle Nesilleri tehlike altında bulunan ya da bulunabilecek türlerin uluslararası ticaretinin izlenmesi ve gerekli şartlarda durdurulması,Ekolojik dengenin, uluslararası ticaret yoluyla istismar edilmesinin önlenmesi,Ülkelerin sahip oldukları biyolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımlarının sağlanması için, taraf ülkelere yardımcı olmayı hedeflediklerini belirtti.

Bu yılki etkinlikler Korona pandemisi gölgesinde daha çok çevirim içi sunumlar, sesli ve görsel basında“Uluslararası Biyoçeşitlilik Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinin 25’inci yıldönümünde Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Derneği olarak Türkiye’de aşırı toplanan ve sökümü yapılan bitkilere dikkat çektiklerini” ifade eden Prof. Dr. Fevzi Özgökçe; “Uluslararası Biyoçeşitlilik Anlaşması 1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde düzenlenen Yeryüzü Zirvesi’nde 150 ülke tarafından imzalandığını, 4 Temmuz 1993’e kadar imzaya açık tutulan anlaşmaya katılan ülke sayısı bu tarih itibarı ile 168’e çıktığını, 29 Aralık 1993’de ise Birleşmiş Genel Kurulu’nda görüşülerek yürürlüğe girdiğini belirtti. Anlaşma özellikle sürdürülebilir kalkınma ve gelişme kavramları üzerine odaklanıyor. Hayvan, bitki, mikroorganizma çeşitliliği ve bunların ekosistemlerinin ötesine geçen anlaşma insanların gıda, güvenlik, barınma, ilaç, sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama haklarını da dikkate alarak sürdürülebilirliği daha geniş bir perspektiften ele aldığını vurguladı.

 

Türkiye, biyolojik çeşitliliğin korunmasını, sürdürülebilir kullanımını ve genetik kaynakların kullanımından doğan faydaların adil bir şekilde paylaşılmasını amaçlayan bu sözleşmeyi, 14 Mayıs 1997’de onaylayarak taraf ülkeler arasına katıldığını belirten Özgökçe "Biyoçeşitlilik ekosistemi dengede tutar, gezegeni yaşanılır hale getirir, dünyanın ortak zenginliğidir,Biyoçeşitlilikalanında oldukça zengin olan ülkemiz, bu zenginliğinden dolayı uzun yıllardan beri biyokaçakçılığada maruz kalıyordu. Günümüzde genetik kaynakların değeri anlaşıldıkça biraz daha fazla risk altındaki ülke durumuna geldik" dedi.

 

“Hazıra Dağ Dayanmaz”

“Hazıra Dağ Dayanmaz” atasözünden de anlaşıldığı gibi devamlı ve bilinçsizce doğadan sökülerek ticareti yapılan bitkiler için sürdürülebilirlik mümkün değildir.Onun için halkımızın ticaretini yapacağı bitkilerin tarımının yapması kaçınılmazdır. Özellikle Bahar aylarında yetişen, Polygonaceae familyasına dahil edilen ve bilimsel ismi Rheumribes L. olan ve rakım farkına göre Mart’tan-Temmuz’a kadar beş aylık bir süreçte çiçeklenen ve Temmuz sonu gibi tohum bağlayanışkın (ışgın, uşkun, rıvas, dağ muzu, yayla muzu) olarak halk arasında biline bitkinin özellikle çiçeklenme döneminde erken ve aşırı toplanmasından dolayı nesli tehlike altına girdiğini belirten Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Derneği Başkanı Fevzi Özgökçe, “Işkın bitkisi kaya diplerinde, taşların arasında, yamaçlarda ve daha çok Van, Bitlis, Hakkari başta olmak üzere Doğu Anadolu Bölgemizde yetiştiğini belirtti. 

 

Uşkun bitkisinin bu son dönemlerde çok yoğun bir ilgi oluştuğunu ve yaptıkları arazi çalışmalarında habitatlarında populasyonlarının çok azaldığını ve yakın gelecekte böyle aşırı toplanırsa nesli tehlike altına gireceğini belirtti. Bir an evvel bu bitkinin kültürü yapılarak üretiminin yapılması gerektiğini de belirten Özgökçe bu bitkinin mutlaka koruma altına alınması gerekmektedir. Uşkunun üzerinde pek çok bilimsel çalışmalar yapılmış olduğunu, bitkinin özellikle tohuma geçmeden, daha çiçekleneme döneminde aşırı bir şekilde toplandığı için gelecek nesillere de bu lezzetin aktarılabilmesi için bitkinin tanıtımının iyi yapılması ve çimlenme problemi olmayan bu nadide bitkinin üretilerek başta yöre halkı olmak üzere yurt içinde tüketimi ve hatta yurt dışına  dahi ihraç edilerek ülke ekonomisine de çok önemli bir katkı yanında yeni bir istihdam alanı da açılabileceğini dile getirdi.

 

Van Gölü için çok önemli bir değer olan Van Balığının (inci kefali) üreme dönemi boyunca vatandaşlarla el ele vererek en üst düzeyde nasıl korunuyorsa aynı şekilde Işkının dakorunması gerektiğini belirten Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Derneği Başkanı Özgökçe “Aynen Van Balığı gibi Işkının da 21 Mart’tan başlayıp 21 Temmuz’a kadar kesinlikle arazide toplanmaması, tüketilmemesi ve satılmaması gerekir” dedi. Aynı hassasiyetin ışkın için ve daha birçok ekonomik değeri olan bitkiler için de gösterilmesi gerekmektedir. Çünkü hali hazırda üretilmeyen bu bitkilerin tam çiçek açma döneminde, bilinçsizce ve çok aşırı bir şekilde toplanması, bu bitkinin bu bölgede neslini tehlike altında bırakmaktadır. Halkımızın ve Zabıtalarımızın inci kefaline gösterdiği hassasiyetin aynısını ışkın için de göstermeliler. Daha önceleri Erek Dağı’nın yerleşim yerlerine yakın yerlerde dahi bulunurken, şimdilerde ışkın aşağı kesimlerde kalmadığı gibi çok yukarı kesimlerde de dahi aşırı toplanmadan dolayı tehlike altına girme tehdidiyle karşı karşıyadır” dedi. 

 

Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Derneği Başkanı Özgökçe “Vefalı ve kadirşinas Van halkının otokontrol çerçevesinde VanBalığının ve Işkının korunmasını bizzat kendisi yapması gerektiğini dile getiren Özgökçe, “Aynı zamanda halkımızdan, güvenlik kuvvetlerine ve zabıtalara her konuda olduğu gibi bu konuda da ciddi desteği olması gerekir. En önemli koruma yöntemi yerel halkın yerinde (İn-situ) korumasıdır. Bir türün ve onun genlerinin, o türün yaşadığı doğal yaşam ortamlarında koruma altına alınması işlemidir.

 

Ayrıca bu ortam başka hayvan türlerinin de yaşadığı bir ekosistemdir. Söz konusu ekosistemde bir tür koruma altına alındığı zaman, bu süreç içinde başka tür de aynı ekosistemde korunur. Biyolojik çeşitlilik, başta gıda olmak üzere insanların temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. İnsan faaliyetleri sonucu oluşan hava, su ve toprak kirliliği kadar, doğal kaynakların sürekli ve yanlış kullanımı nedeniyle küresel biyolojik çeşitliliğin 2023 yılına kadar yüzde 25’inin kaybedileceği tahmin edilmektedir. Biyolojik çeşitlikte meydana gelen kayıplar, bunların sağladığı ekolojik hizmetlerde de kayba neden olmaktadır. Biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden olan Türkiye, değişik olumsuz etkenler nedeniyle biyolojik çeşitlilik kaybıyla karşı karşıyadır. Hangi önemli canlı hangi bölgede yaşamaktaysa, o bölge halkı başta olmak üzere koruma yöntemleri, o canlının üreme dönemleri çok iyi bir şekilde anlatılmalı ve farkındalık oluşturulmalıdır. Önce kendisi avlanmayacak ve toplamayacak. Bunu halkımıza, çocuklarımıza iyi anlatmamız lazım. Bunu bilinçsiz bir şekilde tüketmeye devam edersek, bir müddet sonra bu balığın ve Işkının da neslini yok ederiz” dedi.

 

Yorum Ekle

kod


Adres: Cumhuriyet Caddesi İş Bankası Karşısı İşlek İş Merkezi Kat:1 No:1 İpekyolu / VAN