Yerel ve ulusal kanallarda, ajanslarda çalıştı, şimdi kendi işinin patronu. 24 yıllık emeğin adıydı Erol Çakıl. Erol isminin anlamı, “Yiğit ol, doğru ol” demekti. O da adının gereğini yaptı, doğruluktan şaşmadı ve yiğitçe mesleğini yürüttü. Adrenalini ve macerayı seviyordu, onun için haberin bir başka adı, koşturmaydı, durmak bilmemekti, vazgeçmemekti, ekmek kavgasıydı…
Adı Er Ol’du. Mesleğinin Er’i oldu. Soyadı Çakıl’dı. Çakıl kelimesi, deniz, göl ve akarsu yataklarında ya da kıyılarındaki küçük taş parçaları anlamına geliyordu. O da adeta o küçük taşları birer deneyim olarak biriktire biriktire yoluna devam etti. Yani çakıl deryasına döndü. İşte ekmeğini çakıl taşlarından çıkaran Erol Çakıl, kısa meslek hayatı.
Gazeteciliğe nasıl başladı?
“Gazeteciliği merak ediyordum, ben de haberci olabilir miyim diyordum. İçimde sürekli bir his ve tutku vardı. İmam Hatip Lisesi'nde okuduğum yıllarda başörtüsü yasağı getirilmişti.”
Bacımın başörtüsüne dokunmayın
“Bacımın başörtüsüne dokunmayın adıyla bir şiir yazmıştım. O dönem bayağı popüler oldu ve Van’daki yerel radyolara davet edildim. Canlı yayınlarda, canlı telefon bağlantıları yapıldı, yoğun mesajlar alındı, okuduğum şiir çok beğenildi.”
Bir şiirle mesleğe girdi
“Böylece bir şiirle mesleğe girdim. İlk olarak radyoda başladım, yerel televizyonlarda haber kameramanlığı, stüdyo kameramanlığı, ses, dekor düzenleme, reji, grafik-tasarım, animasyon ve reklam müdürlüğü gibi tüm işleri yaptım. Çaycılık da, temizlik de yaptım ve hiçbir işten kaçmadım. Güzel bir meslek olan gazeteciliği seviyordum ama meslek olarak görmüyordum. Hobi olarak başladığım gazetecilik, ekmeğimi kazandığım mesleğim oldu. Bilgilerimi içinde saklamıyorum, arkadaşlarımla paylaşıyorum. Bazen imkânsızlıklar insanın şekillenmesine ve deneyim kazanmasına neden oluyor. Yerel televizyonlar ulusalın bel kemiğidir ve ulusal her zaman yerele muhtaçtır.”
Meslek vefalı ama
“Mesleğimiz aslında vefalıdır ama bizim nezdimizde bazı vefasızlıklara şahit oluyoruz. Manevi anlamda bir yerlere gelebiliyoruz ama maddi anlamda iki yakası bir araya gelmeyen bir meslektir.”
Deniz Başdinç’i unutmadı
“Gazeteciler olarak her şeye rağmen onurumuzu elimizden bırakmayan insanlarız. Herkes iyi kötü beni tanır, bilir. Çizgimden hiçbir zaman taviz vermedim. Ne arkada bıraktıklarımı ne de yeni tanıştıklarımı hiçbir zaman unutmadım, unutmam da. Halen eski arkadaşlarımızla görüşür ve eski anılarımızı paylaşırım. Mesela Deniz Başdinç arkadaşımla birlikte, çok süper bir geçmişimiz oldu. Kendisiyle birlikte uzun süre emek verdik. Ne olursa olsun, insan olduğumuzu unutmayacağız. Dünya malı dünyada kalır ama iyilik ve insan, her zaman ön planda olmalı. Biz de iyi kötü çıtamızı yükselttik. Uzun süre sonra beni görenler sen hala yaşıyor musun? diye takılıyorlar. İyi bir izlenim bıraktığıma inanıyorum.”
İşimi sahipleniyorum
“Haber varsa giderim yoksa kalırım demiyorum. Mesai kavramımız yoktu, yeri geldiğinde gece 12-1’lere kadar çalıştık.”
Dijital değil manuel muhabirlik
“Bizim dönemimizde muhabirlik çok zordu. İşler dijital değil manuel yürüyordu. Filmler ve pozlarla çalışıyorduk. Vericiler bozulunca soğuk sıcak demeden Toprakkale’ye gidip direklere çıkıp ayarları yapıyordum. Daha kaliteli haber yapmak için değerlendirmeler yapardık.”
Hava o kadar soğuktu ki
“Ortanca köyünde bir habere gittim fakat hava o kadar soğuk ki görüntüleri çektiğimiz zannediyorum meğer parmağım kayda basmamış veya kamera soğuk sıcak yapıp kaydetmemiş. Bir dahaki haberlere daha tedbirli gidiyordum.”
‘Yalnız Değilsin’ anısı
“Mehmet Feyat’ın sunduğu, ‘Yalnız değilsin’ programı vardı. Ramazan ayında yoksul bir eve misafir olmuştuk. Çekimlerimizi bitirdik, ezan okundu ve sofraya tavuk geldi. Ev sahibi bize tavuk etini çöpten getirmişiz, çocukların bünyesi alışmış ama siz yerseniz hasta olursunuz dedi. Kuru ekmek ve su ile iftarımızı yaptık. Hayat birden benim için farklı oldu, üzerimize adeta kaynar sular döküldü. Demek ki biz şükür etmiyoruz dedim. O ev hala gözümün önünde. İmza attığımız çok güzel haberlerle de sevindik.”
Vali Hikmet Tan’a saldırı olayı
“Her zaman olduğu gibi o gün de kameramı hazırda bekletmiştim. Bir patlama sesi geldi. Hemen olay yerine koştum. Van eski valisi Hikmet Tan’a bombalı saldırı olmuştu. Ortalık savaş alanına dönmüştü, gerçekten o anı da hiç unutamıyorum.”
www.vandahaber.com ile www.vanhaber.com.tr sitelerini yönetiyor. Askerlik dönemini bile film senaryosu gibi yazdı ve filmin başrolünde oynadı. Sivil hayatında da senaryo hazırladı ve o senaryoyu oynuyor.