Haber: Prestij Gazetesi-Adil Harmancı
Van Ticaret ve Sanayi Odası’nda “Fiyat Artışları” ve “Taahhüt İşerinde Oluşan Fiyat Farkı” konularına ilişkin toplantı yapıldı. Van Ticaret ve Sanayi Odası’nda (Van TSO) düzenlenen toplantıda, sektörde yaşanan sorunlar ve beklentiler masaya yatırıldı. Çözüm konusunda görüşlerini dile getiren Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, “Hükümetimizin hızlı bir şekilde fiyat istikrarını sağlayacak tedbirleri hayata geçirmesi gerekiyor.” dedi.
VanTSO Miyazaki Toplantı Salonu’nda, inşaat ve taahhüt sektöründe yaşanan sorunlara ilişkin olarak toplantı düzenlendi.
Toplantıya Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Yönetim Kurulu üyeleri ve Van’daki sektör temsilcileri katıldı.
"
CİDDİ SIKINTILAR YAŞANIYOR"
Toplantıda konuşan Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, toplantının amacına ilişkin bilgi verdi.
İnşaat ve taahhüt sektöründe yaşanan sıkıntılara değinen Takva, şunları söyledi:
“İnşaat ve taahhüt sektöründe faaliyet gösteren firmalarımız ve diğer sektör firmalarımız ciddi bir ekonomik sıkıntı yaşıyor. Özellikle yurt içinde faaliyet gösteren firmaların, çok ciddi sıkıntı yaşadığını ifade etmek ve onların sesine kulak vermek aynı zamanda onların mevcut durumuna ses olmak için bir araya geldik. Son 6 aydan bu yana özellikle inşaat maliyetlerinde akıl almaz, anlaşılmaz bir spekülatif durum olduğu gerçeğini buradan ifade etmemiz gerekiyor. Biz ülkemizin dışa bağımlı ürünler üzerinden bir ekonomik yapı içerisinde olduğunu ama aynı zamanda ihracata dayalı bir büyüme politikası içerisinde olduğunun farkındayız. Fakat geldiğimiz noktada özellikle inşaat ve taahhüt sektöründe, kamuya hizmet üreten firmaların karşılaştığı durumu izah etmekte güçlük çekiyoruz. Bu nedenle kamuya hizmet üreten, kamu mal ve hizmet alım işini yapan, kamunun inşaat işlerini üstlenen firmalarımızın ciddi boyutta sıkıntılar yaşadığını ve neredeyse iflasın eşiğine geldiği gerçeğini bizim göz ardı etmemiz mümkün değil. Başta inşaat ve taahhüt sektörü olmak üzere, bütün sıkıntı yaşayan sektörlerin sürdürülebilir bir stabil ekonomik yapı içerisinde, ön görülebilir bir yapı içerisinde faaliyetlerini sürdürmelerine ihtiyacımız var. İnşaat ve taahhüt Van’ın şuanda en büyük sektörüdür. Dolayısıyla kendisiyle beraber neredeyse 160 sektörü doğrudan etkileyen, en büyük istihdam alanı yaratan bir sektörden bahsediyoruz. Bizim ilimizin böyle bir gerçekliği var ve bundan en çok bu firmalarımız etkileniyor. Van TSO’nun 19 meslek grubu içerisinde en fazla faaliyet gösteren firmaların, dördüncü meslek grubunda olduğu gerçeğini göz önüne aldığımızda onların talepleri ve yaşadığı sıkıntılarına kayıtsız kalmamızın söz konusu olmadığını ifade etmek istiyorum.”
SEKTÖRÜN ÖNEMİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Sektörün ülke ekonomisindeki önemi ve yeri ile yaşanan sorunların çözümü konusunda görüşlerini dile getiren Takva, şöyle devam etti:
“Artan maliyetler karşısında da fiyat farkına da etkin bir fiyat farkı uygulamasına duyduğumuz ihtiyacı hem kamuoyu, hem hükümetimiz, ilgili bakanlıklar ve TOBB nezdinde dillendirdik ve dillendirmeye devam ediyoruz. Şubat ayı itibariyle bir fiyat farkı kararnamesi ile meclisimiz Sayın Cumhurbaşkanımıza bir yetki tanımı yaptı. Bunun içerisinde bir tasfiye veya fesih hakkı talebimiz de vardı. Ancak bu gerçekleşmedi. Bugün artık fiyat farkının, fiyat farkı bile bu sektörü ayakta tutacak bir uygulama değil. Dolayısıyla geldiğimiz noktada hızlı bir şekilde bu firmaların mağduriyetlerinin önlenmesi için, bir tasfiye ve fesih hakkının da tanınması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Hepimiz aynı gemideyiz. Dolayısıyla gemiyi yüzdürmenin tek taraflı olamayacağı gerçeğini biliyoruz. Mutlaka diğer sektörler de etkileniyor ama bizim kent gerçekliğimiz, inşaat ve taahhüt sektörünün sahip olduğu potansiyel itibari ile önem arz ediyor. Bu anlamda Van TSO üyelerinin sesi, nefesi ve onların hak ve menfaatlerini koruyucu pozisyonunu her zaman koruyacaktır. Bizim 1 milyon 150 bin nüfusumuz ve kişi başına düşen gayri safi hasıla payı da, aşağı yukarı 40 bin TL’dir. Nüfusla gayri safi hasılada kişi başına düşen geliri çarptığınız zaman, ortaya bir rakam çıkıyor. Aşağı yukarı 30 milyar TL’lik bir ekonomik büyüklük ortaya çıkıyor. Bu ekonomik büyüklüğün % 61’i hizmet sektörüdür. Şehrin bütün servetinin, ekonomik büyüklüğünün % 61’ni buradaki temsilcilerin de içerisinde bulunduğu hizmet sektörü ayakta tutuyor. Buna karşılık, tarım ve hayvancılığın kent ekonomisindeki büyüklüğü % 23’tür. Sanayi ve imalatın kent ekonomisindeki büyüklüğü % 16’dır. Bu % 61’in yanında turizm var. Kent ekonomisi büyüklüğü içerisinde bu sektörü biz göz ardı edemeyiz. Türkiye’de de böyledir. Hizmet sektörü ağırlıklı bir alana sahiptir ve dolayısıyla bizim onların sesini, net olarak ifade etmemiz ve taleplerini, karar alıcılar nezdinde hayat bulmasına katkı sunmamız lazım. İdarelere taahhütte bulunan özel sektör firmalarımızın mutlaka bir sözleşme revizyonu çerçevesinde bir araya gelmelerine ihtiyacımız var. Hükümetimizin hızlı bir şekilde fiyat istikrarını sağlayacak tedbirleri hayata geçirmesi gerekiyor. Bunun için ülkemizde fiyat istikrar komitesi adıyla bir organizasyon oluşturuldu. Birçok bakanlık bu fiyat istikrar kurulunun içerisinde yer alıyor. Fiyat istikrarı olmaz ise bizim bu süreci yönetmemiz mümkün değil. Bir istikrara kavuşmamız gerekiyor. Mutlaka etkin bir fiyat farkına ihtiyaç var. Bu klasik sözleşmelere konu olan fiyat farklarıyla sektörü ayakta tutmamız mümkün değil. Dolayısıyla fiyat farkının farkı tartışılması gerekiyor. Mutlak süratle etkin bir fiyat farkına ihtiyacımız var. Şuanda taahhüt etmiş ama belli bir aşamada bağlantıları olan, yada bağlantı aşamasında olan firmaların artık feshi istemediğini, feshin onları kurtaramayacağına dair bir öngörü var. O aşamada olmayanların mutlaka devletin kendi sektörlerine sahip çıkması babında, o aşamada olan yada irade beyanıyla fesih hakkı talep eden firmalara hükümetin mutlaka fesih hakkı tanıması gerekiyor. Birde mevcut durumda, artık hiçbir şekilde taahhüt ettiği işi tamamlayamayacak olan firmaların da tasfiye sürecini hiçbir bürokratik kaygıya girmeden, işlerinin tasfiye edilmesine ihtiyaç var. Sabırla bu süreci yönetmenin taraftarıyız. Bu konuda sektörlerimizin derin sorunları var. Van TSO olarak bugün taahhüt sektörünün, müteahhitlerin yaşamış olduğu temel sorunlara ses olmaya çalıştık. Ama diğer sektörlerde de ciddi sorunlarımız var. Tüm sektörlerin yaşamış olduğu sorunları el birliği ile çözüp, aynı gemide su almadan bizim limana varma gibi bir hedefimiz var.”
RAKAMLAR PAYLAŞTI
Van TSO Meclis üyesi Farız Borazan da, 2021 yılı ile 2022 yılı fiyat farklarını vererek şunları dile getirdi:
“Bizim sektörümüz ciddi anlamda sıkıntı içerisindedir. Bu ülkenin binalarını inşa eden, bir sürü istihdam sağlayan bir sektörün temsilcileriyiz. Maalesef ciddi anlamda sorun ve sıkıntı yaşıyoruz. Ben burada rakamsal anlamda da bir şeyler izah etmek istiyorum. Biz birçok malzemeyi tedarik edemiyoruz, yani bulamıyoruz, malzeme yok. Ya da 6-7 ay süreyle bize fabrika süre veriyor, devletin verdiği süre de onun yanında atıl kalıyor. Mesela geçen sene bu tarihte alüminyumun tonu 28 bin iken bu yıl dün aldığım fiyat 105 bin. Demirin tonu geçen sene bu sırada 6 bin 800 lira iken dün itibariyle 16 bin. Bu da yüzde 200’e tekabül ediyor. Mesela cam, biz şu anda cam bulamıyoruz. Türkiye’de şişe cam dünyaya ihraç ediliyor, ama iç piyasada biz camı 6-7 ay zarfında nakit olarak da bulamıyoruz, çekler de artık geçerli değildir. Mesela geçen sene camın metrekaresi 115 lira iken bu sene 325 lira, yüzde 300. Betonun geçen sene metre küpü 235 liradan kullandım, dün aldığım fiyat 780 lira. Seramik, geçen sene metre karesi 40 iken bugün 180 lira.”
“İFLAS EDİYORUZ”
Müteahhitler olarak iflas noktasında olduklarını belirten Borazan, şunları kaydetti:
“Şimdi hal böyle iken sayın cumhurbaşkanımız bir kararname hazırladı, biz şuna sevindik; bizi tatmin edebilecek veya zararın neresinden dönersek kardır anlayışıyla, az zararla işlerimizi kapatırız diye düşündük. Maalesef beklentileri karşılamadı. Yüzde 1 ile 3 arasında bir zam verildi. Şimdi bizler bu ülkenin lokomotif sektörlerinden birini temsil ediyoruz. Müteahhitler Birliği vardır, TOBB vardır, bizler bugüne kadar bu odalarımızı arayarak sorunlarımızı dile getirdik. Bu odalarımızın temsilcileri de sayın Cumhurbaşkanımızın çevresine bu konunun bizzat iletildiğini bize söylediler. Ne kadar sayın Cumhurbaşkanımıza iletildi onu bilemem, ama gelinen noktada açık söylüyorum, çok üzülüyorum, biz iflas ediyoruz. Eğer bizler, bu sektör iflas ederse Türkiye’de birçok sektör bununla birlikte iflas edecektir. Ciddi anlamda istihdam sağlayan bu sektör ciddi anlamda işsizliğe neden olacaktır. Bize çağrı yapan insanların da sesini duyuyoruz, bugüne kadar Necdet başkanımızla birlikte bu konuda çok çaba harcadık. Bundan sonra da harcamaya devam edeceğiz. Sesimizi duyan varsa çıksın, bu konuyla ilgili bir çalışma yapsın, bu bizim için çok önemlidir. Bizler onurumuzla iş yapan insanlarız. Ama hiçbir muhalefet partisinin lideri de, sayın Kılıçdaroğlu dahil olmak üzere, bu sektörün bu kadar sorunu var, bir güne bir gün değinmemiştir. Acıdır ama gerçek bu. Bir gün de bizim bu sorun ve sıkıntılarımızı dile getirsinler.”
İRAN İLE TİCARETİN ÖNEMİNE VURDU YAPTI
Van TSO Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş ise, inşaat sektöründe yaşanan sorunların çözümü için İran ile ticaret yollarının açılması gerektiğini söyledi.
Bunun için Kapıköy ile ilgili bir mevzuat oluşturulmasını isteyen Çeliktaş, şunları söyledi:
“Ülke genelinde 2 yıl boyunca zor bir pandemi süreci yaşadık. Akabinde çığlar, depremler yaşadık. Daha sonra ekonomik kriz ve şu anda devam eden Rusya- Ukrayna savaşı bizi olumsuz bir şekilde etkiliyor. Geçtiğimiz hafta tonu 13 bin TL olan demir, bugün 16 bin TL. Bu da inşaat ve taahhüt sektöründe ciddi sıkıntılar oluşturuyor. Beton metreküp fiyatları bugün 750 lirayı geçti. Şu anda zorlu bir süreçten geçiyoruz. Rusya- Ukrayna savaşı ister istemez bizleri de etkiliyor. Akaryakıtta ciddi bir yükseliş söz konusudur. Bugünler daha iyi günlerimiz olabilir. Bu savaş devam ederse, daha kötü günler göreceğimizi düşünüyorum. Biran önce bu savaşın ve akan kanların durması gerekiyor. Bu dünyaya istikrar gelmedikçe, biz de bundan kötü bir şekilde etkileneceğiz. Bu anlamda devletten beklentilerimiz var. Bu arkadaşlarımızın sorunlarına çözüm bulunmalı. Gelen fiyat farklarının mutlaka uygulanması gerekiyor. Bu konuda gerekli çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yanı başımızda 80 milyonluk bir petrol devi İran İslam Cumhuriyeti var. İran’da şuanda demir, çimento fiyatları makuldür. Kapıköy’den biran önce ithalat mevzuatı çerçevesinde, cam ithalatı yapmamız gerekiyor. Demir, çimento getirmemiz gerekiyor. İl olarak buradan faydalanmamız gerekiyor. En azından bölge için, mazot, petrol ürünlerinin ithalatını buradan yapmamız gerekiyor. İl olarak Türkiye’nin üç katı kadar işsiz gencimiz var. Bu kadar genç nüfusu bir arada kanalize etmezsek, her türlü yola bulaşabilirler. Bu sektörlere biran önce el atılmalı ve bu bölgeye has olarak destek almalıyız.”