“Sporu çok seviyorum. Yerel gazeteler birer okul. Eleştiriyoruz eleştiriyi de kabul etmeliyiz. Memleketimize katkımız olur amacıyla elimizden geleni yapıyoruz. Güzel dostluklar ediniyoruz. Bir gün göklere çıkarılıyorsunuz ertesi gün yerlere atılıyorsunuz. Haksızlık etmeden her şey güzel olsun diye çalışıyoruz.” Bu samimi sözleri sarf eden Umut Tarhan abimizi Van’ın şampiyon muhabiri ilan ediyoruz…
Umut Tarhan, sarı basın kartı sahibi ve üniversite mezunu. (kamu yönetimi bölümü) Mesleğe 1997 yılında part-time olarak başladı. Sporu çok seviyordu ve Vanspor maçlarına büyük ilgi gösteriyordu. Spor yazarlarının köşe yazılarını okuyor Vanspor ile ilgili haberleri merakla takip ediyordu. Endüstri Meslek Lisesi Teknik Lise Bilgisayar Bölümü öğrencisiydi. Bir gün okul kantininin penceresinde, ‘Artık muhabir olmak zor değil’ ilanını gördü. İşte o gün hayatı değişti. Hikayenin gerisini Umut Tarhan anlatıyor.
Vanspor aşkı muhabir yaptı
“İlanı gördükten sonra aklıma Vanspor maçları geldi. Muhabir olursam maçları takip edebilirim, sporla daha yakından ilgilenebilirim diye düşündüm. Bu düşünceyle Prestij Haber Gazetesi’ne başvuruda bulundum, sonra part-time olarak çalışmaya başladım. O zamanlar gazete haftalık çıkıyordu. Hem okul, arada da gazete derken birden kendimi mesleğin içinde buldum. Spor muhabirliği, spor müdürlüğü yaptım. Maçları takip etmekten, spor haberleri yazmaktan, spor ile ilgili köşe yazıları yazmaktan büyük mutluluk duyuyordum. Daha sonra haber müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü görevlerinde de bulundum. Önünüzdeki etiket ne olursa olsun aslında yaptığınız iş aynı oluyor. Yerel gazetelerde imkanlar kısıtlı olduğu için sadece bir alan ile ilgili değil, her konu ile ilgili haber yapmak durumunda kalıyorsunuz. Öyle olunca spor haberlerini de yazdım, güncel haberleri de. Şimdi de değişen bir şey yok.”
İstanbul macerası başlıyor
“Sonra kısa bir İstanbul maceram oldu. Evlendikten sonra İstanbul'da bir süre yaşadım. Orada da mesleğimi devam ettirdim. İstanbul'da bir dergide çalıştım. İstanbul güzel olduğu kadar zor şehir, trafiği ayrı dert, geçim derdi ayrı...
Van Life dergisi çıkarıyorlar
“Derken İstanbul maceramı bir süre sonra noktaladım ve yeniden Van'a döndüm. İstanbul'daki dergicilik tecrübemden kaynaklı burada da o zamanlar Van Life isimli bir dergi çıkardık. Dergicilik hakikaten zor iş, maddi imkanlar elvermeyince yürümüyor. (Yeri gelmişken sizleri de bu zor işi yaptığınız için kutluyorum) Bir süre dergi çıkardıktan sonra maddi imkanlar el vermeyince dergi işini noktalamak durumunda kaldık. Sonra yine Prestij Haber Gazetesi'nde devam ettim.”
Ulusala açılıyor
“Gazetede birlikte çalıştığımız arkadaşımız Cemal Aşan, Haber Türk Gazetesi'nin Van temsilciliği görevini yürütüyordu. O, Anadolu Ajansı'ndan teklif gelince oraya geçti. Haber Türk Gazetesi de Van temsilciliği görevini benim yapmamı teklif etti. Böylece yerel gazetenin yanında uzun süre de Haber Türk Gazetesi'nin Van temsilciliği görevini yürüttüm. Ancak hem Haber Türk, hem yerel gazete yükü ağır geliyordu. Yıllarca her ikisini bir arada yürüttükten sonra, gündeme yetişmekte çektiğim güçlükten dolayı Haber Türk temsilciliğimi kendi isteğimle noktalamak zorunda kaldım.”
Eleştiriyoruz eleştiriyi de kabul etmeliyiz
“Tabi her mesleğin bir zorluğu var. Bizim mesleğimiz de elbette ki zor. Çok iyi icra ediyor muyuz bu mesleği, açıkçası tartışılmasında sakınca görmem. Gazeteciler eleştirebiliyorsa, eleştirilebilmeyi de kabul etmelidir. Ama şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; kimseye haksızlık etmeden, memleketimize bir katkımız olur amacıyla elimizden geldiğince mesleğimizi en iyi şekilde sürdürmeye çalışıyoruz. Bir ayna görevi görüyoruz. Bize yansıyanı yansıtıyoruz.”
Güzel dostluklar edindik
“Dediğim gibi zevkli bir iş tabi. Zevkli olduğu kadar yorucu, yıpratıcı da aynı zamanda. Güzel dostluklar ediniyorsunuz meslekte. Onlarca arkadaşla çalışma imkanınız oluyor. Yerel gazetelerin aynı zamanda birer okul olduklarına inanıyorum. Mesela çalıştığım kurumda mesleğe başlayan birçok arkadaşımız yaygın basında görev yapmaya başladı sonradan. Anadolu Ajansı, Sabah Gazetesi, Doğan Haber Ajansı, Haber Türk, diğer yerel ve yaygın basında görev alan, görevini yürüten arkadaşlarımız var. Mesleğe başlangıç noktaları burası... Böyle şeyler oluyor, bu süreçleri yaşıyorsunuz.”
Bir uçtan diğer uca durumlar yaşıyoruz
“Zevkli, yıpratıcı olduğu kadar aslında enteresan da bir meslek bu. Enteresan diyorum çünkü adını koymakta güçlük çekiyorum. Çok şeye şahit oluyorsunuz çünkü. Bir gün yaptığınız güzel işi yazdığınız birinin sizi göklere çıkardığına şahit oluyorsunuz, sonra aynı kişiyi, eleştirilecek bir mevzusu olduğu zaman da görevinizi yerine getirdiğinizde, o çıkarıldığınız göklerden yere atıldığınızı görüyorsunuz. Tüm bunları bildiğiniz için de aslında ne göklere çıkarılmayı bekliyorsunuz, ne de yerlere atılmayı. Beklentisiz yapıyorsunuz, işinize bakıyorsunuz, haksızlık etmeden, her şey daha güzel olsun düşüncesiyle hareket ediyorsunuz. Siz bu niyettesiniz, ama niyet okuyucular yok mu niyet okuyucular... Herkes kendi penceresinden bakınca istediği gibi yorumlayabiliyor sizi. Olsun, buna da takılmıyorsunuz, alışıyorsunuz ve bunun da aslında bu mesleğin bir parçası olduğunu öğreniyorsunuz zamanla...”
Bizimkisi de böyle işte...
Birçok acı, tatlı günleriniz olabiliyor. Ya da rutin geçeninden, tüm bunları toplayınca bizim meslek çıkıyor ortaya. Eksiğiyle, fazlasıyla.
Aslında işin özü fotoğraf makinasının arka tarafında durmaktır bizimkisi. O yüzden fotoğraf makinasının önünde durmayı pek sevmeyiz genelde. Ama bu kez farklı oldu, sizi kırmak olmazdı. İlginize teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.