İşte yapılan açıklama:
"Ortadoğu coğrafyasında ümmetin ve insanlığın başına bela olan siyonist İsrail kan ve gözyaşından beslenmiştir ve beslenmeye devam etmiştir.Bunun' da en büyük destekçileri Haçlı zihniyetinin mensupları ve yaverleri olmuştur. Üzülerek ifade etmemiz gerekir ki Orta Doğu coğrafyasında bulunan Ülkelerin çoğunluğu demeç vermekten, Müslümanların gönlünü okşamaktan Öteye geçememiştir.
Oysa Ülkemizin Başbakanlığını yapmış olan merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın
"İsrail laf'tan değil, ancak güç ve kuvvetten anlar" demişti.
Çünkü Mescid-i Aksa ve Kudüs düşerse Mekke düşer, Medine düşer, İstanbul düşer, biz düşeriz. Mekke ve Medine ümmetin rüku ve secdesi‚ Kudüs ise kıyamıdır.
Bizler için Kudüs Selahaddin'in rüyası Kanuni'nin mirası Abdülhamid'in davasıdır.
Mel'un İsrail'in Orantısız kaba kuvvetiyle yıllardır Müslümanların onuru namusu ve ilk kıblesi olan Mescidi Aksa ve civarını malesef işgal etme çabasını yürütmüş, Çoluk çocuk, genç yaşlı demeden insanlara Zulüm etmeye devam etmiştir.
Bu nedenle; Ehli vicdan ve insaf sahibi olan herkes bu tür zalimlere dur demeyi bilmeli, onlara sırt çevirip karşı çıkmalı.
Müslümanlar'da artık kavli dua ile birlikte mali ve fiili olarakta Filistinli kardeşlerimizin yanında yer almalı ve onlara destek vermeli, onları işgalcilerin eline ve kendi kaderlerine terketmemelidir.
Mazlum Filistin halkına yapılan bunca cani ve vahşi taaruzlara karşı Ümmet sussa bile Filistin'in gençleri meşru müdafaa ve Haklı davalarından vazgeçmeyeceklerdir.
Diyanet işleri Başkanımız Sn.Prof.Dr Ali Erbaş Hocamızın da ifade ettiği gibi "Barış ve huzurun sağlanabilmesi için çözümün yegane yolu işgalcilerin Filistin topraklarından çekilmesi ve Filistin halkının tamamen özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuşmasıdır."
Bağımsız Diyanet Sen olarak; Mazlum Filistin halkının yanında olduğumuzu beyan eder, Başta Orta Doğu olmak üzere tüm insanlığın Barış huzur ve güven içerisinde yaşamasını Allah'tan niyaz ediyoruz."