DEM PARTİ Van
Milletvekili Mahmut DİNDAR, 19 Aralık 2023 Tarihinde TBMM Genel Kurulunda Tapu
Kadastro Kurumu Bütçesi üzerine bir konuşma yaptı. TBMM Genel Kurulunda
görüşmeleri devam eden 2024 Bütçesi kapsamında Tapu Kadastro alanında Van'ın ve
genel olarak tapu kadastro alanının sorunlarını gündeme taşıdı.
İşte o konuşma:
“Genel Kurulu ve
halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Tapu ve Kadastro
Kurumunun bütçesi üzerine konuşuyoruz. Halkın ve kamu hazinesinin mal varlığı
Tapu ve Kadastro kayıtları üzerinde tutulmaktadır. Bu yönüyle Tapu ve Kadastro
çok önemli bir kurumdur, kayıtları titizlikle tutulmalıdır. Ancak kurumun
Sayıştay raporları incelendiğinde, her yıl onlarca usulsüzlüğün yapıldığı
görülecektir. En son açıklanan 2022 raporunda Van'da tapu kadastro hizmeti
verilen bina da tapu kayıtlarında arsa olarak geçmektedir. Sayın Bakan, birçok
yerde olduğu gibi Van'da da tapu kadastro alanında birçok sorun yaşanmaktadır.
Tapu devirlerinde alınan tapu harçları çok yüksektir, tapu kurumu her yıl kâr
açıklamaktadır, bu iş devlet için bir gelir kapısı gibi görülmektedir; bu doğru
bir uygulama değildir. Bu kapsamda, yüksek kiralardan kurtulmak için ilk evini
alan yurttaşlara tapuda bir muafiyet ve bir harç indirimi uygulanması
gereklidir. Sayın Bakan buradayken sormak istiyorum: Bu konuda bir düzenleme
yapmayı düşünüyor musunuz?
Birçok yerde
"Web-Tapu" başvuru sorgulama ekranlarında sorun yaşandığı ifade
edilmektedir. Yurttaşlar tapu müdürlüklerine erişemiyor, telefonlara cevap
verilmiyor, bu dijital çağda erişim sorunu derhâl çözülmelidir.
Tapu ve kadastroda
güncel bir sorun da kamulaştırma bedelleriyle ilgilidir. Davanın açılış
tarihini esas alan mahkemeler, dört beş yıl süren davalarda karar aşamasına
geldiğinde taşınmazın güncel bedelinin çok altında kararlar çıkarmaktadır.
2018-2019 rayiç bedelleriyle açılan davalara 2023 yılında karar verilmekte ve
halkın arazileri pul fiyatına kamulaştırılmaktadır.
Sayın Bakan, Van'da
tapu kadastro ve imarla ilgili çok ciddi hukuksuzluklar yaşanmaktadır. İmar
Kanunu'nun 18'inci maddesi kapsamında, halkın arazileri bedelsiz olarak
alınmaktadır. Bunların başında, Van Çevre Yolu'nun yapımı kapsamındaki
arazilerin âdeta gasbedilmesi gelmektedir. Binlerce yurttaşımız bu kapsamda
sorun yaşamaktadır. Buradaki tek sorun arazilerin bedelsiz gasbedilmesi de
değildir; aynı zamanda, kullanılmayacak şekilde parça parça edilmekte ve
insanlar birbirine düşürülmektedir. Yoksul halkımızın binbir zorlukla
alabildiği arazilerin yüzde 45'ine el konuluyor, sonra geriye kalan parsellerde
5-6 kişinin birbirine ortak edildiği durumlar açığa çıkıyor. Bu durum komşular
arasında ciddi kavgalara, hatta ölümle sonuçlanacak tartışmalara neden oluyor.
Bu süreç halkımızı mağdur etmektedir, gecikmeksizin çözülmelidir. Halkın
arazileri çevre yolu kapsamına giriyorsa kamulaştırma bedelleri güncel
fiyatıyla ödenerek yapılmalıdır.
Sayın Bakan, yasa
gereği kıyıdan 100 metreye kadar yapılaşmanın yasak olduğu belirtilmesine
rağmen Van Gölü sahilinde bu kural uygulanmamaktadır. Kıyı Kanunu'nu uygulaması
gereken kamu kurumları başta olmak üzere, birçok kişi ve kurum Van Gölü
sahiline otel, eğitim ve dinlenme tesisi adı altında birçok tesis yapmıştır. Bu
yapılaşma Kıyı Kanunu'nu ihlal etmektedir. Bu kapsamda, bu alanda tapusuz,
ruhsatsız ve yasa dışı olan tüm bu yapılar belli bir süre zarfında yıktırılmalı
ve yenilerinin inşasına izin verilmemelidir. Halkın yararlanmasına açık olmayan
ayrıcalıklı ve ücretli bir kullanım söz konusudur. Yasa gereği bu yapılar
halkın kullanımına açılmalıdır çünkü kıyı herkesin eşit ve serbest
yararlanmasına açık olup buralarda hiçbir yapı yapılamaz. Yasada, kıyılarda,
kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamayacağı düzenlenmiştir. Yine yasaya
göre "Kıyıdan kum, çakıl vesair alınamaz veya çekilemez." düzenlemesi
varken Van Gölü kıyılarında taş ocakları işletilmekte, moloz, toprak, çöp gibi kirletici
etkisi olan atık ve artıklar Van Gölü'ne dökülmektedir. Van Gölü havzası
kurulması amacıyla Meclise sunduğumuz kanun teklifi ilgili komisyonlarda
bekletilmektedir.
Sayın Bakan, lütfen
dinleyin; coğrafyamız, çok büyük bir değer olan Van Gölü'nün sahilleri
kayyımlar ve sermaye için rant alanı olarak talan edilmektedir. Van Edremit
sahilinde geri dönülemez şekilde bir yıkım ve talan yaşanmaktadır. Özel bir
işletme olan Merit Şahmaran Oteli kayyımlardan aldığı yetkiyle keyfî bir
şekilde sahili doldurmaktadır Sayın Bakan. Bugün Van Emek ve Demokrasi Güçleri
bu konu hakkında açıklama yaptı "Van Gölü'ne dokunmayın!" çağrısında
bulundu. Bu çağrıya uyup kayyım ve talan politikasına derhâl son vermelisiniz.
Sayın Bakana soruyorum:
Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü havzasının birinci derece sit alanı
ilan edilip korunması için bir yasa çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Değerli halkımız,
sürgün, tenkil ve tehcir yüz yıllık cumhuriyetin Kürt politikasının özetidir.
Bu ülkede haklar, inançlar ve özellikle Kürtler söz konusu olunca kadastro
meselesi de hiç de masum olmuyor. Bugün Afrin'e, Rojava'ya saldıran bu iktidar
ilk olarak tapu kayıtlarını yok ediyor. Dünyanın dört bir yanından
"cihatçı" adı altında topladığı canileri ve katilleri Kürtlerin kadim
topraklarına yerleştirmektedir. Binlerce yıldır "Kürt Dağı" diye
bilinen Afrin'de Kürtlerin bağlarını, bahçelerini ve evlerini gasbediyorlar.
Türkiye'de 90'lı yıllarda köyleri yakılarak boşaltılanlar, yıllar sonra
köylerine döndüğünde tahrip edilmiş kadastro kayıtlarıyla karşılaşıyor. Kendi
köyüne dönüp, kendi topraklarında yaşamını devam ettirmek isteyen halklarımız
buralara başka yerlerden getirilip, yerleştirilen korucu, mülteci insanlarla
karşı karşıya getiriliyor.
Değerli
milletvekilleri, yüzyıllık kadastro uygulamalarına baktığımızda, kadastro ve
tapu kayıtları tahrif edilerek, Dersim katliamından sonra sürgün edilenlerin
malı ve mülkünün gasbedildiğini, 6-7 Eylül olaylarından sonra İstanbul'da
Rumların malı ve mülkünün talan edildiğini görüyoruz. Bugün bile Mardin'de
Süryani halkının 2000 yıllık kadim arazilerini gasbetmeye çalışan iktidarla
karşı karşıyayız.
Kürtlerin tarihî bir
değeri olan Şeyh Sait'e bugünlerde yine kirli bir dil uzatan Fatih Altaylı
ailesinin tapu ve kadastro kayıtlarına göre Van'da Ermenilere ait arazi ve
kiliselerin sahibi olduğu görünüyor. Bu kiliseleri Fatih Altaylı'nın dedesi mi
yapmıştır yoksa Osmanlı ittihat terakkiciliği ve emperyalistlerin iş birliği
ile kırımdan geçirilen Ermenilerin malına, mülküne mi çökülmüştür?
Değerli halkımız, yüzyıllık
haksızlıklar tarihiyle yüzleşilmesi gerekirken, bugün kadastro ve tapu
kayıtları yandaş devşirme aracına dönüşmüştür. Hazine arazileri, ormanlıklar,
meralar, imara yeni açılacak alanlar AKP'nin yandaşları için talan yerlerine
dönüşmüştür. Kayyumlar halkın olan bu alanları AKP yandaşlarının talanına
açmaktadır.
Bu talan düzenine son
vermek için halkımızı, demokratik kamuoyunu ve toplumsal muhalefeti görevi
çağırıyoruz.
Saygılar sunuyorum."