İşte yapılan açıklama:
"Şiddet kelimesi özünde nahoş bir kelimedir. Şiddet her nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin kendisini insan gören her birey ilkesel olarak bu tutumun karşısında olmalıdır. Kadın olsun erkek olsun şiddet hiçbir şekilde maruz görülemez, tevil edilemez. Şiddet tarihsel olarak tüm medeniyetler ve ilahi dinler tarafında ret edilmiştir ve yasaklanmıştır. Şiddeti uygulayanlara karşı caydırıcı müeyyideler uygulanmıştır. Modern zamanlarda da kadına yönelik şiddet insanlık suçu gibi görülmüş ve böyle idrak edilmiştir. İnsanın veya kadının yaşam hakkı kutsaldır, dokunulmazdır. Hiçbir birey veya otorite, insanın yaşam hakkını kısıtlayıcı zorlaştırıcı hakkına sahip değildir. Kadına ve çocuğa karşı yapılan her türlü şiddet ve cinsel istismar vakalarına karşı hem kamu otoritesi hem yargı erki ve hem de toplum olarak topyekun bir mücadele yürütmeliyiz. Hasta ruhlu ve sapkın düşünceli varlıklara karşı sağduyulu, onarıcı ve toplumsal dokuyu koruyacak şekilde hassas bir plan yürütülmelidir. Mağduriyet yaşayan bireylerin hakkını hukukunu korumak, sosyal ve psikolojik destek sağlamak, rutin hayatlarına devam etmelerini sağlam hem kamu otoritesinin hem sivil toplumun hem de sağlıklı tüm bireylerin temel sorumluluğundadır. Şiddete meyilli ve sapkın düşünceli bireyleri dizginlemek, cezalandırmak ve rehabilite ederek tekrar topluma kazandırmak konusu insan olan tüm paydaş kurumların görevidir.
Toplumda onları tecrit etmeden tedavi süreçlerine destek olmalıdır. Kadın olsun erkek olsun tüm bireyler birbirimize hoşgörülü, sağduyulu ve saygılı davranırsak üstesinde gelemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz kalmaz. Bu duygularla kadına şiddeti bir insanlık görevi olarak ad ederek, kadına şiddete güçlü bir şekilde hayır diyoruz."